L:Bu da tamam geriye pasta ve nikâh şekeri kalıyor
E:Evet
Z:Hadi gelin
Fikret-Jülide
J:Yoruldum
F:Bende bir yaştan sonra hiç çekilmiyor
J:Evet zor
F:Ee Arslan Beyle nasıl gidiyor
J:Güzel bir sorunumuz yok Arslan bu alışkanlığını aştı bence rüya iyi geldi ona
F:Evet seneler sonra kardeşi olduğunu öğrendi ve şimdi mutlu
J:Gözlerinden belli oluyor
F:Âliyle konuştuk geçen
J:Ne oldu?
F:Hasan’ın onda kalmasını istiyor
J:Nasıl yani velayetini mi?
F:Evet
J:Ne yapacaksın
F:Bilmiyorum
J:Zor olmalı
F:Sandığından da fazla
Elalar
N:Bu gece Meraller Sırmalar falan gelecek
E:Gerçekten mi?
N:Evet
E:Özledim… Ya Lale o da gelecek mi?
N:Evet
E:Canım benim büyümüştür
N:Öyle valla bende göremedim 2 haftadır
L:Elacım bu nasıl?
E:Kurdeleli güzel değil levent
L:Tamam
Z:Bu nasıl
L:Renkli istemiyoruz
Zey: Hı… Cenaze hayrı dağıtacaklar ya!
E-L:Zeynep!
Zey: Ne?
N:Haklı kız
E:Annecim gümüş metal beyaz bu renklerde istiyorum rengârenk bebek şekeri yaptırmıyoruz
N:Tamam kızım aa bir söyle bin işit
L:Ela! Üzme annemi
E:Pis yağcı
N:Peki bu nasıl
E:Anne! Renkli olmasın diyorum kıpkırmızı tüllü bir şey gösteriyorsun
L:Bu nasıl?
Nikah Şekeri1:
E:Kibarmış ama ne bileyim çok içimi açmadı
L:Ya bu?
Nikah Şekeri2:
E:İşte bu! Bu olsun aşkım
L:Beğendin mi?
E:Evet
L:Tamam o zaman buna uygun sepet seç bakalım
Z:Bunu beğendiğine emin misin?
E:Evet Zenan
Z:Ee iyi madem
N:Bu sepet nasıl Elacım
Sepet:
L:Bence gayet şık ve güzel sence
E:Bence de bu olsun zaten çok yorulduk
Zey: Şimdi ne kaldı
N:Pastanız kaldı ve de Ela provaya gidecek hazırlanmıştır herhalde saat 16.27
Z:Evet pastaya da bakalım sonra Levent hastaneden Suatları alacak akşamda yemeğe gideriz
Zey: Hı… Bu yorgunlukla!
Z:Ne var?
Zey: Hem kızın misafiri gelecek bir de biz çıkmayalım
E:Haa… Sanki başımda taşıyacağım
L:Ne olacak gelin işte
N:Evet
Zey: Bizi boş verin Hasan’ı bilmem ama ben gelemem kusuruma bakmayın ne olur valla sonra düğününüzde göbek atamam
E:Ee iyi madem ısrar etmiyorum
Zey: Etme birtanem hadi bakalım pastanıza gelinliğine de işlerimiz hallolsun
E:Ne kadar tuttu
L:Ne oldu?
E:Merak ettim
L:278
E: Diğerinde daha fazla tutmuştu
L:Çünkü diğerinde daha fazla kişi vardı
E:Herkesi çağıramayız Levent… Buna gücüm yok
L:Tamam sevgilim bir şey demedim aa
E:Tamam gir hadi
Haldun-Eylül
H:Tamam güzel kızım tamam… Biliyorum ama gelemeyeceğim çok yakın bir dostumuzun kızı evleniyor… Bir daha ki sefere artık hem yetişebiliyordum… Bu sefer öyle olsun gelince hediyesini veririm… Nesi var? … Aman o da güya hep hasta! O hasta diye doğum gününü erkene alıyorsunuz… Eylülcüm tamam ama hem sen getir İnci’mi buraya… Neden olmayacakmış? … Nesi var İstanbul’un? (kapı tıklar) Bir saniye güzelim… Gir! (Fikret girer) Gel Fikret… Sonra konuşalım canım… Öp benim için…
E:Görüşürüz hayatım hasanı almayacaksın Suat’ın arabası bakımda onu al bize getir Zenan da kalmak istemedi onları bırakır oradan havaalanına geçeriz
L:Tamam poşetleri eve bırakayım mı?
E:Sen bilirsin
L:Tamam size kolay gelsin ßß
E:ßß
AKŞAM
E:Ayıp oldu böyle valla
Z:Sakın böyle düşünme gelmediğimiz yer mi?
S:Bence çıkmadığımız yer mi demeliydin(gülüşürler)
L:Biz daha çok geliyoruz valla
E:Neyse üşüteceksiniz hava esmeye başladı
Z:Yaz bitiyor
S:Evet hadi görüşürüz
Z:ßß
Z:Suat o ne?
S:Utku ya
Z:Bayram değil seyran değil ne bu hediye
S:Aa şuna bak oğluma hediye alamayacak mıyım?
Z:Ben biliyorum neden olduğunu
S:Neden?
Z:Mineyi seçsin diye
S:Ne alaka hayatım
Z:Çünkü ben senden daha etkili bir hediye aldım
S:Vay hain!
Ela-Levent
L:Sadece resimlerden biliyorum küçük hanımı
E:Görünce eminim seveceksin çok tatlı
L:İlk doğduğunda görmüştüm bir de
E:Bir de yalan olan düğünde
L:Ela
E:Hayır özür dileme
L:Ben…
E:Ben seni seviyorum
L:Bende seni seviyorum
E:Çok…
L:Çok!
Ali-Fikret-Hasan
A:Bari bu gece bende kalsın
F:Olmaz Ali görmüyor musun hasta
A:Sende kal o zaman
F:Ne?
A:Bu gece bizle sende kal
F:Olmaz bak biz boşandık yani herkes bunu yanlış anlar hem o hasta ve ona bakmalıyım(bunları o kadar hızlı söylüyordur ki)
A:Fikret!
F:Tamam ama sadece bu gece
A:Tamam bu gece
Elalar
Lale: Ela!
E:Güzelim benim
L:Hoş geldiniz
M:Merhaba hoş bulduk
S:Sırma
B:Sırma’nın eşi berk
L:Levent
E:Bu da Lale
L:Merhaba lale
La: Merhaba
L:Sen beni pek sevmiyormuşsun doğru mu?
La: Evet sevmiyorum
M:Lale
L:Peki neden?
La: Sen Elayı çok üzmüşsün
(arabaya yürüyorlar)
L:Hmm… Kim söyledi bunu sana Ela mı?
La: Hayır teyzem
S:Aaa yalana bak cimcime
E:Nasılsınız yolculuk nasıldı
M:Güzeldi valla
B:Rahat geldik
S:Yol boyunca uyusam bende rahat olurdum
B:Ama hayatım
S:Sus berk sus!
B:Kime çektiniz anlamıyorum ki ne desem alınıyorsun annemde böyle değil
L:Haa şu önde ki farklı mı? Her şeye
E:Hayatım yürü
L:Ama
B:Yani
E-S:Susun!
L-B:Tamam…
Zenan-Suat-Utku
S:Nereden biliyordun kepçeyi daha çok sevdiğini
Z:Geçen gün söyledi
S:Olsun hala ben öndeyim
Z:Sen öyle san!
peLin
DDFCA Moderatör
Konuya puan ver
Konu: Geri: peLin'in Senaryosu Perş. Mart 05, 2009 6:49 pm
Ertesi Gün
E:Levent yavaş ya çekme Allah aşkına neden böyle hızlısın canım yanıyor!
L:Az kaldı bebeğim hadi
E:Ya yavaş!
L:Hadi Ela!
E:Uf! Geldim işte!
L:Gel bakalım(kapıyı açar)
(Zenan, Rüya, Zeynep, Burcu, Jülide, Fikret ellerinde kınalar ışıkları söndürdükleri için yalnızca kınların içinde duran küçük mumlar sayesinde aydınlanan yüzleriyle bir yandan türküyü söylüyor bir yandan onlara bakıyorlardır)
E: (levent’e dönerek)Sen biliyordun!
L:Sürprizdi ama söyleyemezdim
E:Pislik!
L:Seni seviyorum karıcım
E:Ya!
L:Ben gidiyorum hayatım siz kız kıza eğlenecekmişsiniz gece görüşmek üzere…
E:Sağ ol aşkım görüşürüz
L:Öp kocanı
E:Git hadi deli
L:Öp
E: (yanağından öper)Oldu mu?
L:Olmadı ya neyse gece görüşürüz artık
E:Hadi sevgilim hadi…
L:Görüşürüz kızlar
Herkes: Görüşürüz
E:Teşekkür ederim ya!
Erkekler
A:Nerdesin oğlum sen?
L:Anca ya anca Elayı bıraktım
A:İyi tamam gel hadi iki tek at
L:Hayır alkol almayacağım
A:Arkadaşlar biz buna halk tabirinde ne diyoruz?
Hepsi aynı anda: Kı-lı-bık!
L:Size göre öyle Elayla ortak kararımız ayrı geçirdiğimiz yemeklerde içki yasak!
S:Oğlum olsun bir kadehten bir şey olmaz
L:Hayır Suat!
H:Neyse gelin o zaman
L:Nereye?
M:Arslan Bey bir sürpriz hazırlamış
A:Çok eğleneceğiz
Kızlar
E:Ya keşke söyleseydiniz yanınızda çok paspal kaldım
B:Sen şu an kendini paspal görüyorsan biz kaçalım buralardan
E:Utandırmayın beni…
Z:Öyle ama levent ne dedi de böyle güzel oldun bakalım
E:Ya nerem güzel kırmızı düz bir elbise giydim ayrıca levent sadece kırmızı giymemi söyledi
Zey: Doğru seçim!
R:Çok yakışmış ama
E:Teşekkür ederim
F:Hadi kızlar kına vakti
J:Evet bu kadar sohbet yeter Zenan siz kınaları getirin
Z:Evet
10 Dakika Sonra
E:Çok olmasa
R:Ela!
Z:Ben bile yaktırmıştım
E:Ay hatırlıyorum iğrenç
F:Elacım uğur bu hadi ama
E:Ama şey leventte bende kına sevmeyiz
Zey: Onu düşündüm ben levent bir kâğıt imzaladı
E:Ne ver bakayım
Z:Hadi
J:Annesi ve babası hayatta olan kim var
Z:Ben değil
R:Bende değil
F:Ben ve Jülide de olamaz
B:Benim annem vefat etti
Zey:Aa ama ya yine ben!
E:Hadi Zeynep!
Zey: Peki gel bakalım
F:Şunu örtelim
E:Kapama-
F:Ela!
peLin
DDFCA Moderatör
Konuya puan ver
Konu: Geri: peLin'in Senaryosu Perş. Mart 05, 2009 6:52 pm
Hepsi Bir Ağızdan:
Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler
Uçan da kuşlara malum olsun
Ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özledim
Babamın bir atı olsa binse de gelse
Annemin yelkeni olsa açsa da gelse
Kardeşlerim yollarımı bilse de gelse
Uçan da kuşlara malum olsun
Ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özledim
(ela ağlıyordur)
J:Bu sefer başardık
Zey: Bu sefer başardıkta… Bu zaten gelin gitmişti
E:Zeynep!(daha da şiddetli ağlar)
Erkekler
A:Hadi Levent bak ne güzel kıvırtıyor
L:Yok abi ben almayayım Ela duyar görür falan ilk günden papaz olmayalım
A:Arkadaşlar biz buna halk dinde ne diyoruz
Hepsi aynı anda: Kı-lı-bık
L:Ben sizi görürüm Zenan, Zeynep, Rüya ve Jülide gördüğünde
A:Rüyayı karıştırma onunki yok burada
M:Biri mi var yani?
A:Yo…
L:Ben tekneye gidiyorum size iyi eğlenceler(tam gidecekken geri döner)Ha… Karılarınızı, sevgilerinizi en geç saat 11’de alıyorsunuz evime gideceğim
A:Aman iyi hadi terbiyeli kız bozması erkek seni…
Kızlar
E:Ay onlar ne
B:Senin için yaptık!
E:Çok teşekkür ederim
Z:Önemi değil afiyet olsun
Sürpriz Kekler:
(RESİM BÖLÜM SONU EKLENECEKTİR...)
Gece
L:Hadi Ela
E:Ya bunlar iğrenç kokuyor…
L:Gel buraya
E:Bak(ellerini uzatır)
L: (ellerinin kokusunu içine çekerek, her ne kadar en nefret ettiği koku olsa bile) Dünyanın en güzel ellerine sahip kadının elleri mis gibi kokuyor bir kere
E:Levent
L:Efendim
E:Sen hiç iğrendiğin şeyleri yaparken aynaya baktın mı?
L:Neden?
E:Yüzünü ekşitiyorsun!
L:Olsun her ne olursa olsun bu can sana feda bunu bil… Bunun için hayatta en iğrendiğim koku olan kına kokusunu içime çekmekte dâhil!
E:Deli…
L:Âşık…
E:Seni seviyorum…
L:Bende sevgilim…
Düğün Günü
Z:Nasılım?
Zey: Çok güzel
Z:Sende öyle
Zey: Benim düğünümde karnın belli olacak şimdi kilo gibi duruyor
Z:Önemli değil zaten herkes biliyor
Zey: Evet
S:Çok güzel olmuşsunuz
Zey: Aa gel canım
Z:Sende öylesin
M:Ne yapıyorsunuz kızlar
S:Gel abla baksana çok tatlılar
M:Siz birde elayı görün
Z:O zaten melek gibi olmuştur
Zey: Hadi yanına gidelim
S:Hadi
Zeynep:
Meral:
peLin
DDFCA Moderatör
Konuya puan ver
Konu: Geri: peLin'in Senaryosu Perş. Mart 05, 2009 6:54 pm
Zenan:
Jülide:
Ela’nın Odası
F:Al-ver-al-ver…
E:Oluyor mu?
F:Evet
S:Ne oldu?
J:Heyecanlandı da
N:Ah kızım
E:Annecim sakin ol
N:Bak şimdi bana diyene
Suat: Hazır mısınız?
Z:Gel hayatım
S:Çok güzel olmuşsun Ela
E:Teşekkür ederim Suat
Zey: Tamam biz çıkalım Levent gelir şimdi
F:Evet hadi asistanlarım boşaltınca zaten kimse kalmayacak
S:Ah Fikret burada da mı gestaposun
F:Her yerde
(Levent girer)
L: …
E:Levent!
L: …
E:Levent hayatım iyi misin?
L:Şey…
E:Bu sefer de dersen şok falan dinlemem kafanı kırarım
L:Yok öyle değil çok... Çok güzelsin
E:Gerçekten mi?
L:Evet
E:Hadi inelim artık
L:Gel bakalım(kolunu uzatır ela girer)
E:Seni seviyorum
L:Bende…
Ela:
Aşağısı
Z:Ne güzel utkuya arkadaş geldi
M:Evet lalede sevdi
B:Levent abi çok heyecanlı belli
S:Sen ablamı görecektin
Ni: Nasılsın nazenincim
N:İyiyim valla çocuklar mutluya ben onlardan mutluyum
T:Bizde valla
Zey: Geliyorlar
H:Alkış!
M:Ha sen söylemesen onlar alkışlamayacak
H:Sen sus
(Merdivenin başında ela ve levent görülür/merdiven sonrası bir kapı kapı boğazı gören büyük bir bahçeye açılıyor...)
E:Bunu 2 sene önce daha güzel hayal etmiştim
L:Şşş… Lütfen bugün çok özel
E:Haklısın…
S:Çok şekerler
Z:Öyle valla
H:Sonunda
Herkes: Sonunda
A:Bir dakika!
Herkes: Ne oluyor?
A: Düğün olamaz
peLin
DDFCA Moderatör
Konuya puan ver
Konu: Geri: peLin'in Senaryosu Perş. Mart 05, 2009 6:57 pm
L:O niye
A:Ee Utku Elayı seviyormuş
L:Of Arslan!
(Herkes güler geçer ilk dans müziği başlar)
Fonda
Kutsi: İlan-ı Aşk
Bir filmin sonu gibi yaşıyorum seni Eski bir yalnızlıktan ödünç almış gibi Yasaklarım günahlarım bırak bana kalsın Eski bir çığlık gibi hâlâ aklımdasın
Seni unutmama izin verme ...
Bir filmin sonu gibi yaşıyorum seni Eski bir yalnızlıktan ödünç almış gibi Yasaklarım günahlarım bırak bana kalsın Eski bir çığlık gibi hâlâ aklımdasın
Seni unutmama izin verme ...
İlan-ı aşk ediyorum benimle evlenir misin? Beraber yaşlanmaya bir kalemde söz verir misin? Bende seni seviyorum sana söz veriyorum İyi günde kötü günde kadınınım diyorum...
L:Bizim şarkımız…
E:Bizim şarkımız…
B:Çok güzel bir düğün
S:Çok…
J:Sonunda mutlular
A:Merak etme onlar yine bulur bir şey
J:Arslan!
H:Dans edelim mi?
Zey: Tabi
M:Hocam
A:Ne var murat?
M:Şey diyecektim
A:Ne?
M:Rüya geldi mi?
A:Hayrola
M:Neyse boş verin ben gideyim
A:Elimde kalacak ha rüyaya asılmasın söyle şuna
J:Aslancığım ne bu tafra bence rüya da hoşlandı
A:Jülide!
La: Levent! Levent
L:Efendim
La: Seninle dans edelim mi?
L:Hmm… Teyzene de sor bakalım
La: Teyze
E:Tamam al bakalım
U:Ela
E:Efendim utkucuğum
U:Bende seninle dans edebilir miyim?
E:Tabi gel bakalım
Lale:
L: Hayrola sen beni sevmiyordun
La: Sana bir uyarıda bulunmak için geldim
L:Hmm… Neymiş bu uyarı
La: Ela sen yokken çok üzgündü onu üzme
E:Neymiş bu uyarı
U:Levent Amca sen yokken hep ağlıyordu şimdi gülüyor sen onu hiç üzme bir daha ağlamasın tamam mı?
E-L:Tamam(farklı yerlerde farklı kişilere: D)
R:Murat!
M:Aa Rüya geldin mi?
R:Evet nasılsın?
M:İyiyim sen
R:Bende
Zey: Ben içecek bir şeyler alacağım
H:Tamam canım bekliyorum
(Zeynep içki masalarına doğru ilerler)
K:Nazenin Teyze
N:Aaa Kaancığım geldin mi? Gel bakalım
K:Çok güzel olmuşlar bir onlara hayırlı olsun diyeyim geleyim
N:Tamam oğlum
L:Eşimi alabilir miyim Utku Bey
U:Tamam
H:Utku, Lale gelin size bir yer göstereceğim
La: Geliyoruz
E:Hasan koşturmayın annen kızar bak
H:Tamam Ela Teyze
K:Tebrik ederim
E:Aa Kaan hoş geldin
K:Hoş buldum çok güzel olmuşsun
E:Teşekkür ederim
L:Hoş geldin
K:Hoş bulduk çok güzel olmuşsunuz ya
L:Sağ ol
E: Düğün yerini mi bulamadın
K:Yo toplantım vardı da
L:Elacım bak bizi çağırıyorlar
E:Hı tamam geliyorum hayatım
L:Bekliyorum
K:Neyse ben içki alacağım sonra görüşürüz
(Zeynep içkisini almış tam dönecekken birine çarpar kafasını kaldırdığında)
Zey: Kaan!
K:Zeynep!
81.Bölüm Sonu
peLin
DDFCA Moderatör
Konuya puan ver
Konu: Geri: peLin'in Senaryosu Perş. Mart 05, 2009 7:34 pm
Davetiye1 olarak adlandırdığım düşündükleri ama seçmedikleri davetiyenin resmini pc den silmişim..
... Bazen Link Sistemin de Hata Verip Resim Açılmıyor, Öyle Bir Durum Olursa Pm Atmanız Yeterli Size Resmi Atarım ...
En son peLin tarafından Perş. Mart 05, 2009 8:28 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
peLin
DDFCA Moderatör
Konuya puan ver
Konu: Geri: peLin'in Senaryosu Perş. Mart 05, 2009 7:37 pm
= YORUM KUPONU =
1-En romantik sahne?
2-En komik sahne?
3-En güzel sahne?
4-En üzücü sahne?
5-En şaşırtıcı sahne?
6-En heycanlı sahne?
7-En sinirlendiğiniz sahne?
8-En güzel replik?
9-En sinirlendiğiniz sahne?
10-Gelecek bölüm tahminleriniz?
=>=>=> Materyalleri beğendiniz mi ?
peLin
DDFCA Moderatör
Konuya puan ver
Konu: Geri: peLin'in Senaryosu Perş. Mart 05, 2009 8:39 pm
Berk ve Sırma :
(Özlem Yılmaz-Burak Özçivit)
Rüya :
(Belit Özükan)
Kaan
(Kenan İmirzalıoğlu)
peLin
DDFCA Moderatör
Konuya puan ver
Konu: Geri: peLin'in Senaryosu Ptsi Mart 16, 2009 7:25 pm
82.Bölüm Fragmanı
Zey: Beni bırakma olur mu?
H: Her şeyin yalan… Sevgin bile!
***
E: Çok ayıp Levent..!
***
E: Levent ne kadar ayıp!
***
E: Levent çok ayıp..
***
H: Öykü yok ben gelmem
L: Öykü kim?
***
F: Hasan oğlum Utkular nerede?
M: Laleler nerede?
***
E: Evet artık Hasanla Zeynep’in düğününde göbek atarız
Zey: Hı hı
***
A: Cinsime hakaret seziyorum
Z: Hı…
82.Bölüm Salı Akşamı Sizlerle ..
peLin
DDFCA Moderatör
Konuya puan ver
Konu: Geri: peLin'in Senaryosu Ptsi Mart 16, 2009 7:33 pm
82.Bölüm Özeti
İnsanoğlu, her yaptığı şeyin doğru olduğuna inanır, güvenir... Ama böyle olmadığını gördüğünde yıpranır, incilir... En doğrusu; neyin iyi neyin kötü, Neyin doğru neyin yanlış olmadığını, Yaşayarak öğrenmektir... Çünkü zaman her şeyin ilacıdır. Gerçekten zaman her şeyi düzeltir mi? Gerçekten her şeyin ilacı mıdır zaman? Bilmem belkide öyledir.. Ama ya öyle değilse ?!
Zeynep eski nişanlısı Kaan'ı görünce belki de uzun sürebilecek bir şok etkisine giriyor ! Bu olayı fark eden Hasan'ın tepkisi ne olacak ? Küçük yaramazlar iş peşinde ! Bu sefer ki planları ne olacak ? Rüya gibi bir düğün yaşayan Ela ve Levent'in yüzüne yine gerçekler Acı birer tokat çarpıyor... Bakalım sonuç ne olacak ? Yıllar sonra kardeşini bulmanın sevincini hala yaşayan Arslan, Onu kaybetme duygusuyla Murat'a neler yaşatacak ?
Aşkları, Ümitleri, Heyecanları,
ve Yaşanmışlıklarıyla, Doktorlar; 82.Bölümüyle Salı Akşamı Sizlerle !
peLin
DDFCA Moderatör
Konuya puan ver
Konu: Geri: peLin'in Senaryosu Salı Mart 17, 2009 8:54 pm
82.Bölüm
“Hayat Bir Tesadüf”
Ela-Levent
E: Hayrola cimcime neden gelmiş
L: Beni uyarmaya
E: Bak sen ne konu da
L: Seni çok üzmüşüm bir daha üzmeyecekmişim
E: Hı… Böyle mi dedi bak çocuk bile biliyor işte bir daha olmaz inşallah
L: Bir daha saçının teline zarar getirmeyeceğim getirtmeyeceğim
E: Hadi bakalım
Sırma-Berk
B: Hayatım biz de şu çocuk işini düşünsek mi?
S: Daha çok erken berk biraz daha beklesek hem lale de büyüsün
B: Of o büyüyene kadar
S: Sus berk sus!
Zeynep-Kaan-Hasan
Zey: Senin ne işin var burada(ağzında geveleyerek)?
K: Şey ben… Ela benim arkadaşım çağırdılar bende kıramadım
Zey: Hı… İyi hoş geldin
K: Hoş buldum
Zey: Nasılsın? Nasıl gidiyor
K: İyi…
Zey: Sevindim
K: Sen…
Zey: İyiyim bende
K: Güzel…
Zey: Ben gideyim sende zaten arkadaşlarınla olursun herhalde görüşürüz
K: (duraksar)Evet… Evet, Kaan(Elini sıkar aynı anda Zeynep’te gözlerini kısa süreli kapar)
Suat-Zenan
S: Zenancım utku nerde
Z: Çocuklarla oynuyor
S: Tamam terlemesin
Z: Bakıyorum arada
S: Hı hı ee siz ne yaptınız
Z: Öyle düğünü seyrediyoruz
S: İyi bakalım büyüyüp abisine sahip çıkacak benim bebeğim
Z: Hı…
S: Ne var bir tane daha oğlumuz olsa
Z: Ay Suat sanki birine bakıyorsun da diğeri kaldı
***
E: Ne yapıyorsunuz burada
S: Hiç laflıyoruz
L: Böyle hararetli hararetli bir şey konuşuyordunuz ne kaynatıyorsunuz söyleyin
Z: Hiç… Gerçekten bir şey konuşmuyorduk
(Zenan’ a ne yapacağız gibisinden bakar)
E: Tamam gevelemeyin anladım boşuna sıkılmayın ne olur o bizimde bebeğimiz biz onun teyzesi ve amcasıyız benim bebeğim olmuyor diye bunu saklamayın ne olur
S: Biz…
L: Lütfen!
Z: Peki
S: Bebeğin cinsiyetinden bahsediyorduk
E: Hah işte ne güzel… Benim olmuyor diye çekinmeyin
Z: Biz ondan değil yani…
E: Zenan!
Z: İyi tamam
S: Çok güzelsiniz ya
Nazenin-Nihan-Tayfun-Haldun
N: Siz kaç yaşınızda evlenmiştiniz Nihan Hanım
Ni: 17 yaşımda verdiler beni
N: Ooo baya erken
Ni: Öyle oldu valla ama tayfuncuğum hiç zor da bırakmadı beni
T: Hanım…
Ni: Öyle ama yalan mı? Biz evlendiğimizde ben 17 o 20 yaşındaydı görücü usulü hiç görmeden… Sevmeden… Ama o kadar hoşgörülüydü ki 6 sene hiç dokunmadı bana istemediğimi onu sevmediğimi biliyordu
T: Sonra bir gün bu giyinmiş süslenmiş daha 21’inde
Yemekler yapmış hazırlamış
Ni: Âşık olduk işte…
T: Evet o sene üniversiteyi bitirmiştim ben o da okuyordu kısa bir ayrılık sonra da…
H: Sonra da gerçek bir evlilik ve Berna geldi desenize (gülüşürler)
B: Ben nerden geliyor muşum?
Ni: Kızım…
T: Hani gelemiyordun
B: Bir tanecik kardeşim evleniyor bırakında geleyim değil mi ama
N: Bernacığım…
B: Nazenin Teyze
H: Hoş gelin canım
B: Hoş bulduk Haldun Bey… Çok güzel olmuşlar ya
Ni: Evet… Danslarını bitirsinler de git bir tebrik et
B: Hı hı…
Zeynep-Hasan
H: Neyin var
Zey: Hiç…
H: Soğuk davranmanın nedeni ne öyleyse
Zey: Bir şey yok dedim Hasan!
H: Oydu değil mi?
Zey: O kim? (Anlamamışçasına)
H: Kaan…
Zey: Hı… Arkadaşım dedim ya
H: Zeynep saçmalama o kadar da aptal değilim
Zey: Hasan ne saçmalıyorsun sen?
H: O senin eski nişanlın olan Kaan değil mi? Hani senin en yakın arkadaşınla bastığın Kaan? Hani seni ağlatan üzen günlerce acı çektirip sonra arkasına bile bakmayan Kaan?
Zey: Evet o anladın mı bu söylediklerinin hepsini bana yaşatan Kaan o! (koşarak gider tuvalete)
A: Şey en iyisi pastayı getirelim
E: Hı hı…
L: Ne oluyor acaba?
E: Bilmiyorum canım
Pasta:
peLin
DDFCA Moderatör
Konuya puan ver
Konu: Geri: peLin'in Senaryosu Salı Mart 17, 2009 8:55 pm
E:Seni seviyorum…
L:Bende seni (birbirlerine yedirirler)
***
(dans ederlerken)
L: Saat kaçtır şimdi
E: 3 falan ne oldu?
L: Ya dağılsalar da bizde otelimize gitsek
E: Levent ne kadar ayıp
L: Karım değil misin?
E: Ee sen dedin bu yeni bir başlangıç diye
L: Ela
E: Efendim
L: Sen benim her dediğime takılma aşkım
E: Hayatım tamam yaz bitiyor diyoruz da bu kadar da soğutma be!
L: İyiydi
E: Biliyorum
B: Gençler ne yapıyorsunuz bakalım?
E: Aa Berna Abla hani gelemeyecektin
B: Geldim işte
L: Hoş geldin Berna
B: Hoş bulduk hadi masamıza geçelim
E: Tamam
***
N: Ee nasılsınız bakalım
E: İyiyiz anneciğim
L: Anne daha kaç saat sürer bu düğün
N: En fazla bir saat
L: Şu anda saat kaç
B: Ne oluyor be!
T: 3’ü 20 geçiyor
L: 4 buçukta çıksak 8 buçukta ordayız yemek şu bu yerleştik ettik anam biz 9’a anca ordayız
E: Levent çok ayıp
L: Ela kalk kalk gidiyoruz
E: Ya saçmalama otur Allah aşkına
Ni: Oğlum ne saçmalıyorsun sen?
E: Ya eve gidecekmişiz
T: Olmaz daha takı takılacak Ela ve sen tüm masaları dolaşıp öpüp takı alacaksınız
E: Hayatta yapamam
Ni: Olur mu kızım adet
N: Evet Elacığım öyle napalım
H: Hadi bakalım güzel kız ilk masadan başlayın
E: Of hadi levent
(Elalar gider)
E: Merhaba hoş geldiniz…
Levent’in Teyzesi: Nasılsın Elacım
E: İyiyim efendim siz?
L.T: Bizde iyiyiz kızım(Bileğine altın bilezik takar) Allah bebeklerinizi verdirsin kucaklarınıza(Ela ve Levent birbirlerine bakar)
E: Âmin…
L: Hoş geldiniz
M: Hoş bulduk nasılsınız Ela kızım sen nasılsın
E: İyiyim Macit Bey siz
M: Ne olsun…
L: Eşiniz yok mu?
M: Sorma! Şimdi tuvalete gitti bu nasıl söylenir bilemiyorum ama karım 3.’ye hamile… Midesi bulandı da…
E: Hı anladım…
M: Gel sana altınını takayım
E: Teşekkür ederiz
(Yanından giderler)
E: Herkes bana inat yapıyor olmalı!
L: Saçmalama
E: Öyle ama
Murat-Hasan
M: Ne yapıyorsun burada?
H: …
M: Hasan büyük bir tepki vermedin mi?
H: Hayır! Bana, gözümün içine baka baka yalan söylüyor
M: Bence senin böyle bir tepki verebileceğinden korktuğu için söylemedi
H: …
M: Düşün!
Kaan-Zeynep
K: Zeynep
Zey: Yalnız kalmak istiyorum
K: Lütfen yanında olmama izin ver!
Zey: …
K: Seni sevdim Zeynep… Seni çok sevdim ve seviyorum… Ama o gece! Ben içmiştim hem de çok… Kendimde bile değildim! O bulmuş beni lanet olasıca o kadın… Bilmiyorum, hatırlamıyorum! Sonra da o yalanı uydurdu işte! Yemin ederim ben sana hiç ihanet etmedim Zeynep hiç…
Zey: …
K: Seni seviyorum! (tam kalkacakken)
Zey: Sarıl bana!
K:Ne?
Zey: Duyuyorsun işte! Sarıl bana
M: O seni seviyor hadi git gönlünü al ne duruyorsun…
H: Peki belki de haklısın gitmeliyim
K: Seni seviyorum…
Zey: Beni bırakma olur mu?
K: Asla… Asla seni bırakmayacağım!
H: Her şeyin yalan… Sevgin bile!
Ela-Fonda
İnsanoğlu, her yaptığı şeyin doğru olduğuna inanır, güvenir... Ama böyle olmadığını gördüğünde yıpranır, incilir... En doğrusu; neyin iyi ne kötü, Neyin doğru neyin yanlış olmadığını, Yaşayarak öğrenmektir... Çünkü zaman her şeyin ilacıdır. Gerçekten zaman her şeyi düzeltir mi? Gerçekten her şeyin ilacı mıdır zaman? Bilmem belki de öyledir… Ama ya öyle değilse ?!
Ağız Alışkanlığı-Bengü
Bazılarına güvenilmez
Onlardan biriymişsin
Beni acılara çiviledin
Her kötülüğü de yapabilirsin
Bazılarına güvenilmez
Onlardan biriymişsin
Beni yalnızlığa kilitledin
Her kötülüğü de yapabilirsin
Aşk kör etti gözümü
Gerçeği göremedim
Güldüğünde yalanmış sarılmalarında
Sevdiğinde yalanmış sevişmelerinde
Bana gelişlerin acılarından kaçışınmış
Seviyorum deyişin ağız alışkanlığıymış
L: Ne zaman gider bunlar ya
E: Aşkım ya…
L: Gitsinler artık!
E: Çok ayıp Levent
L: Gel bakayım sen… (Bir ağacın altına çeker) Seni seviyorum
E: Bugün bunu yaklaşık 36. duyuşum
L: Yaşın kadar söylemişim işte!
E: Sen daha yaşlısın bir kere
L: Şaka şaka gerçekten sen kaç oldun bakayım
E: 28…
L: Nine!
E: Levent…
L: Kızınca daha çekici oluyorsun
E: Ben gidiyorum sen burada kalmak istersen sabahlamana izin veriyorumL: Beni bekle gitme diyorum… Ela!
peLin
DDFCA Moderatör
Konuya puan ver
Konu: Geri: peLin'in Senaryosu Salı Mart 17, 2009 9:04 pm
Utku-Lale-Hasan(Her ikisi de…)
L: Havuz başına gidelim mi?
U: Peki hadi gel…
L: Sen gelmiyor musun Hasan?
H: Öykü yok ben gelmem
***
L: Öykü kim?
U: Bir kızmış… Hasan için değerliymiş öyle söylüyor…
L: Sen gördün mü?
U: Evet güzel gerçekten…
L: Şşş…
U: (sessizce) Ne oldu?
L: Şu Hasan Amca değil mi?
U: Aaa… Evet, o neden ağlıyor acaba?
L: Gitmeli miyiz yanına sence?
U: Ben gidiyorum(Hasan’ın yanına oturur, Hasan hemen gözyaşlarını siler)Dayı…
H: Efendim paşam(zorla gülümseyerek)
U: Neden ağlıyorsun?
L: Seni biri mi üzdü?
H: Bakın çocuklar bu aramızda kalacak tamam mı?
L: Hı hı…
H: Utku?
U: Peki…
H: Bakın şimdi… İnsanlar birbirini severler ya hani
U: Seninle biz gibi mi annemle babam gibi mi?
H: (Gülümser) Annenle baban gibi
U: Evet…
H: İşte ama çok severler… Onun için ölebilecek kadar çok! Ama bir gün aslında karşısındakinin onu sevmediğini anlarlar (Gözünden yaş gelir, Lale siler)
L: Biz seni severiz
U: Evet dayı
H: Canlarım benim (Lale ve Utkuya sarılır)
***
M: Zenan
Z: Efendim meral
M: Laleler nerede?
Z: Bilmem en son geziyorlardı
F: Hasan oğlum Utkular nerede?
H: Havuz başına gideceklerdi
F: Tamam
Z: Gel bakalım
F: Biz kalkıyoruz Elacım haftaya görüşmek üzere
E: Geldiğiniz için sağ olun hocam
L: Hasan görüşürüz canım
F: Hadi iyi eğlenceler
E: Görüşürüz
***
Z: Ben gitsem iyi olacak
K: Kal…
Z: Bu yaptığım yanlış her ne kadar kavga etmiş olsak ta biz nişanlıyız hasanla
K: Sen onu sevmiyorsun
Z: Ben onu seviyorum
K: Neden bana sarıldın öyleyse
Z: Ben… Sadece moralim bozulmuştu ve… Yanımda birinin olmasını istedim
K: Hayır beni seviyorsun sen…
Z: Hayır(Tam arkasını döndü Kaan birden döndürüp dudağından öptü ve tuvaletten çıkan Berk onları gördü ve hemen düğün yerine gider)
Z: Bunu bir daha yapma!(gider)
***
Z: Utku
M: Lale
H: Şşş… Uyudular!
Z: Ne yapıyorsunuz burada?
H: Hiç…
***
S: Aşkım bir şeyin mi var?
B: Yo aşkım ne olsun ki tuvaletten çıkarken bir şeyde görmedim öyle geldim işte
S: Kimi gördün bakalım?
B: Ben?
S: Hı… Sen
B: Hiç
S: Berk!
B: Ya bir şey soracağım
S: Sor
B: Şimdi şu kıvırcık saçlı kız
S: Zeynep
B: Hı işte o… Sarışın çocukla nişanlı değil miydi?
S: Evet Hasanla ne olmuş?
B: Yandı gülüm keten helva!
S: Berk ne gördün anlatacak mısın artık?
M: Sırma hadi gidiyoruz
S: Geliyoruz
B: Of! Sonra anlatayım
S: Hı hı
M: Biz gidiyoruz Elacım
E: Tamam ablacım telefonlaşırız
M: Hı hı
L: Görüşmek üzere
B: Görüşürüz bacanak
E: Sırmacım çok patavatsız bir kocan var
S: Öyle maalesef
La: Ya Ela! Ela!
E: Meleğim dur çekme ama
M: Kızım!
La: Ela bir şey söyleyeceğim
(Ela ona eğilir)
E: Söyle bakalım
La: Hasan Amcaya iyi bakın tamam mı?
E: Ne oldu ki?
La: Sır Ela söyleyemem ama dediğimi yap!
E: Peki Lale’m
N: Hadi Lale
L: Geldim anneanne
N: Gittik güzel kızım
E: Tamam anne
H: Tekrar mutluluklar Leventçiğim
L: Sağ olun hocam
E: Hoşça kalın baba
T: Bay bay elacım
L: Keşke siz kalsaydınız biz yoğuz diye
T: Evli evine köylü köyüne
L: Tamam işte yeni evlide balayına işte!
E: Levent
A: Ben valla düğünün sonuna kadar buradayım Levent!
L: Aman eksik kal
U: Dayı
H: Efendim paşam
U: İyisin değil mi?
H: Merak etme Utku ben çok iyiyim bu olanları annenlere söyleme olur mu?
Güneş her akşam batıp her gün doğuyorsaÇiçekler solup solup tekrar açıyorsaEn derin yaralar kapanıyorsaEn büyük acılar unutuluyorsaNeden korkulur hayatta söyleyin banaBen neden aynı kalayım söyleyin banaElbette bazen çiçek açıp bazen solacağımElbette daldan dala konup sonra uçacağımElbette bazen hızla dönüp bazen duracağımElbette bazen söyleyip bazen susacağımİnanmadım asla inanamamHer şeyin bir sonu olduğunaElbette bugün ağlıyorsam yarın güleceğimElbette önce çekip gidip sonra döneceğim…
“Z: Beni bırakma olur mu?
K: Asla… Asla seni bırakmayacağım!” (Hasan anılarıyla boğuşurken Murat’ın içeriye girdiğinden haberi yoktu…) M: Hasan hadi gel bir şeyler yiyelim…H: Ben yemeyeceğimM: Yapma böyle ama hadi (Gözyaşları artık çok ağırdı Hasan için düğünden beri tuttuğu mutluluk için bile olsa dökmek istemeyeceği, sicim gibi gözyaşları… Boşalıverdi bir an… Tutamadı daha fazla Hasan onları…)
M: Lütfen yapma böyle hadi toparla kendini
H: 3 ay Murat… Sadece 3 ay… (Sesi ara ara kesiliyor, derin nefes alıp verdikçe konuşmasına devam ediyordu Hasan…) 3 ay sonra benim olacaktı… Ama hanımefendinin zaten sahibi varmış…
M: Yapma! Konuşma öyle… Belki de (Kesti konuşmasını ağlamaklı bir sesle Hasan Murat’ın…)
H: Belki desi yok! Gözümün önünde sarıldı ‘Bırakma beni’ dedi… Artık bitti. Yarın annemin yanına Ağva’ ya gidiyorum. Elaların döndüğü gün bende geleceğim…
(Kapıda girmekle girmemek arasında kalan Rüya kapıyı tıklatarak girer)
R: Şey… Yemekler, yani soğuyacaktı. Gelmediniz bende merak ettim.
M: Geliyoruz Rüya sen in.
R: Peki (Meraklı gözlerini Murat’ın ve Hasan’ın üzerinden çekerek odadan çıkar Rüya)
M: Aşağıda yemekte olacağız… Gelmek istersen…
H: Tamam Murat hadi sen in ayıp olmasın kıza. İlk defa evimize geldi.
M: Peki… (Endişeli bir hali var Murat’ın… Arkadaşının durumunu yadırgıyor… Çıkıyor sonra aşağı Rüya’yla hazırladıkları masaya gitmek için…)
***
Z: Son yarım saattir ağlıyorsun… Anlatacak mısın?
Zey: Yok bir şeyim…
U: Anne (Diyor Utku bir şey söylemek isterde söyleyemiyor havasında)
Z: Bir dakika Utkucuğum (Diyerek tekrar Zeynep’e dönüyor Zenan, Utkuyla konuşamayacak olduğundan…)
U: Anne (Diye yineliyor Utku… Anlatmak istediği bir şey var, belli… Ama Zenan yine resim, oyun ya da dün öğrendiği bir konudur diye konuşmak istemiyor önce ama bir daha yineleyince Utku, kabul ediyor konuşmayı)
Z: Ben gelirim az sonra… (Kafasıyla onaylıyor Zeynep yalnızca… Yalnız kalmak istiyor, belli…)
Z: Ne oldu bakalım…
U: Zeynep Teyze’m dayımı çok üzmüş anne…
Z: Sen… Nerden biliyorsun bunu küçük bey?
U: Ben bilirim…
Z: Peki söyle bakalım bugün size dayın ne anlattı
U: “H: Bakın çocuklar bu aramızda kalacak tamam mı?
L: Hı hı…
H: Utku?
U: Peki…” (Verdiği sözü hatırlayıp hemen babasının yanına kaçtı Utku… Zenan anlamıştı bir işler döndüğünü…)
Z: Utku!
***
(Yemeğe başladıklarından beri ikisi de sessizliklerini korumuşlardır)
E: Acaba neden kavga ettiler?
L: Kimler?
E: Hasan ve Zeynep tabi ki de
L: Bilmem…
***
J: Hayatım saçmalıyorsun!
A: Gidiyorum Jülide engelleme beni bak sadece biraz dedi saat 20.00
J: Tamam bekle bari bende geleyim…
A: Tamam acele et (Jülide apar topar eline alabildiği minik çantası ve üzerine geçirdiği şalıyla Arslan’ ın peşinden koşarak arabaya bindi)
***
E: Yola bakar mısın?
L: Ama bu kadar güzel olunca ister istemez gözüm kayıyor…
E: Birazdan gözün değil araba kayacak ama
L: Merak etme (Arabayı durdurur) Geldik… (Ela’nın kapısına gelir başını öne eğip elini uzatır)
E: Teşekkür ederim (Elini vermesiyle kendini, Levent’in kucağında bulması bir olur…) Hey ne yapıyorsun?
L: Hep bunu hayal etmiştim…
E: Ya indir beni!
L: Olmaz… (İçeri girerler… Otel, geniş bir arsa üzerine küçük prefabrik evler kurularak düzenlenmiş, açık büfe restoran olarak ayarlanmış büyük bir evle tamamlanmış… Seferihisar’ın o doyumsuz denizi tam Elayla Levent’in duracakları evin manzarası… Boylu boyunca uzanan kumsal, deniz, güneş… İyi bir dinlenme ve rahatlama günleri olacak ikisi içinde…)Gel bakalım…
E: İndir artık beni!
L: İstemesen de indireceğim seni… Eşyaları unuttuk!
E: Of deli hadi koş getir…
L: Hiçbir yere ayrılma 2 dakikaya buradayım
E: Tamam hadi…
(Ela takılarını çıkarmaya başlar… Bir yanda da Seferihisar’ın tüm kumsalını gören bu eşsiz evde olmanın mutluluğuyla, pencerenin önüne gidip bu capcanlı insanların yanıp sönen ışıklarını izlemeye başlar… Levent içeri girmiş tam ‘Getirdim’ diyecekken dışarıya bakan Elayı görür… Sessizce yaklaşır, ellerini beline dolar Ela’nın… İçine çeker papatya kokusunu… Boynuna öpücükler kondurmaya başlar… Hiçbir sıkıntı duymadan izin veriyordur Ela’da… Nasıl vermesin? Kocası, canı, her şeyi o… Levent biraz daha yaklaşarak kulağına fısıldar Ela’nın)
L: Zaten benimsin, kadınımsın artık ama bu özel… Maksat adet yerini bulsun(Der muzip bir biçimde)
E:Yalancı!
L: Şşş… (Duvağı yok Ela’nın yani duvak değil de onun yerine; geniş kenarlı, yüze inen kısmı tatlı bir biçimde kavis yapan, sol yanında el yapımı bir çiçeğin yer aldığı, son derece modern gelinliğinin rengine ve kumaşına uygun Nazenin’in kına gecesi Fransa’dan zar zor getirdiği bir şapka Ela’nınki… ‘Çok yakıştı’ demişti Nazenin… ‘Eski Fransız kadınlarına benzedin benim güzel kızım…’ demişti. Gerçekten de öyle… Ela güzelliğiyle herkesi etkileyecek bir kadın… İşte bu güzel kadının onun kadar olmasa da güzelliğine uyum sağlayacak olduğu şapkayı çıkarmak isteyen Levent’i engelliyor Ela)
E: Hey ne yapıyorsun? (Anlamayarak bakıyor Levent kadınına…)
L: Şapkayı alacağım…
E: Yo… Madem adet yerini bulacak, yüz görümlülüğümü isterim… (Diyor zafer kazanmışçasına)
L: Ela ne diyorsun sen?
E: Eee… Tamam, madem istemiyorsun beni… Aynı oda da yatmamamızda da bir sakınca yok L: Tamam tamam dur! Kirli çıkın… (Hemen valizlerin birinden zarif bir kolye çıkarır… Ela bunu hiç tahmin etmemişti. Nerden bilsin Levent’in ‘Nöbetçi Kuyumcu’ gibi her yere ziynet taşıdığını… Bulamaz bu gece biter diye ummuştu en azından daha uzar ve eğlenir diye… Ama işte olmadı… Levent Elaya yaklaştı) Gel bakalım…
En son peLin tarafından Salı Nis. 07, 2009 6:27 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
(Ela Levent’e kolyesini takması için döndüğü sırtını hala geri çevirmiyordur)
L: Niye dönmüyorsun o zaman?
E: …
L: Ela?
E: Ya utandım dur şimdi…
L: : D
E: Ya gülme…
L: Tamam ben sana gülmüyorum…
E: (Döner)Döndüm işte
L: Yüzüme bak…
E: Ya Levent sen benden habersiz Çin’e falan mı gittin?
L: Ne alaka be?
E: İşkence konusunda bayağı iyisinde…
L: İğrençti…
E: Tamam geri alıyorum…
L: Nerde kalmıştık (Dedi Elaya bir adım daha yaklaşarak)
E: Yatıyorduk (Yatağa doğru bir adım atmış ama Levent’in kolunu tutup çekmesiyle aynı yerinde buluvermişti kendini)
L: Ben öyle hatırlamıyorum… (Ela’nın cevabını beklemeden –hızla- şapkasını çıkarmış Ela’nın kulağına ‘Seni Seviyorum…’ derken gelinliğinin fermuarını açmaya başlamıştır. Tekrar kulağına eğilir ‘Ve her zaman seveceğim…’ der… Artık yüzleri karşılıklıdır. Karşılıklı birbirlerinin nefeslerini çekiyorlardır. Ela da söyler o büyülü sözcükleri Levent’e destek olmak istercesine… ‘Bende… Bende seni çok seviyorum ve yüzüm buruşup, belim büküldüğünde, saçım ağarıp, tel tel döküldüğünde yine seveceğim…’ artık iki aşığın dudakları hiç ayrılmak istemezcesine birleşmiş ve kendilerini gecenin büyülü kollarına bırakmışlardır… +18…)
***
Z: Tamam nineciğim öpüyorum
A: Saat 12’de dedik bak Zenan
Z: Nineciğim tam bak Utku ağlıyor kapıyorum
A:Tamam…
S: Ne diyor
Z: Bu bugün 7. arayışı pazartesi saat 12’de buradaymış onu söylüyor…
S: Pazartesi o saatte Mine’de burada olacak
Z: Biliyorum… (Gider)
S: Aaa… Şuna bak Zenan(Peşinden gider)
***
~Ertesi Sabah~
L: Gece ay gibi doğ… Bana aşk gibi bak… Yeni bir güne doğmuş gibi gel… Geçtiğim sokaklar, teninden geçiyor… Duyduğum her bir ses-
E: Günaydın… (Levent susar) Yo… Devam et lütfen…
L: Duyduğum her bir ses, sözlerin oluyor… Geçiyor bak yine gün, soluyor bak bedenim… Yağmur ol suya aç ruhuma gel…
E: Şarkı söyler miydin sen?
L: En son ne zaman dinlemiştin?
E: 2 sene önce…
L: Anlatır mısın?
E: Hayır… O günü hatırlamak istemiyorum…
L: Peki sevgilim… Peki…(Dese de Levent hatırlıyordur… Düğün günü söylemiştir Ela’ya… Telefon da onu rahatlatmak için! Şimdi… Hemen sıyrılıyor Ela’nın sesiyle düşüncelerinden) E: Hadi kahvaltı yapalım…
L: Tamam duşa girelim inelim.
E: Tamam
***
A: Günaydın
R: …
A: Günaydın dedim
R: Günaydın… (isteksizce)
A: Rüya!
R: Ne?
A: Hadi yengeni uyandır…
R: Gıcıksın!
A: Biliyorum… Hadi oyalanma. Boğaza gidiyoruz
R: Gideme emi… (kendinin bile zor duyduğu bir sesle söylemiştir bunu)
A: Ne?
R: Hiç…
***
S: Zeynep gitmiş…
Z: Evet erkenden hastaneye gitti
S: Hım…
Z: Hazır mısın? (der Utku’ya dönerek)
U: Evet…
S: Biz söyle dediğimizde söyleyeceksin tamam mı?
U: Uf… Tamam dedim ya!
Z: Evet sö-
(Kapı çalar)
S: Bak bakalım…
(Açar)
Z: Aaa… Hoş geldiniz, geçsenize
J: Yok Zenan, Arslan kahvaltıya götürüyor da isterseniz sizde gelin diye soralım dedik
Z: Çok teşekkür ederiz ama biz etmiştik sağ olun.
R: Tamam o zaman Utkuyu öpersin görüşürüz…
Z: Güle güle…
S: Kim?
Z: Jülide Hanım’lar kahvaltıya gidiyorlarmış bizi de davet etmek istemişler de…
S: Hım… Her neyse evet utku söyle bakalım büyük halan mı, Fatma teyzen mi?
L: Diyorum ki, 1 haftalık Seferihisar Tatilimizi bölerek daha da güneye inelim, ha ne dersin?
E: (Ela bir an gazeteyi katlayıp, Levent’in yüzüne bakar, ciddiliğini ölçercesine…) Sahi mi bu? (Gizlemeye çalıştığı bir heyecanla)
L: Evet neden olmasın bu gece çıkarız yola… Gece Kuşadası’na varmış oluruz… 2 gün orada kaldıktan sonra; Bodrum, Marmaris, Fethiye’yle de kalan günlerimizi değerlendiririz…
E: Bu… Bu çok güzel olur! Çok sevinirim…
L: O zaman sallanmada burada bol bol gezelim, unutma, gece yolculuk var!
E: Peki hadi o zaman… (İki âşık toparlanıp, çimlerle kaplı avlunun ortasına kurulan piknik masalarından kalkarlar elle ele…)
***
Hünkâr Hanım: Oğlum…
H: Anne (Kucaklaşıyor, anne-oğul…) Nasıl özlemişim…
H.Hanım: Bende… Neden geleceğini söylemedin?
H: Sürpriz yapmak istedim…
H.Hanım: Zeynep, o nerede?
H: (O ismi duyunca eskiden ne kadar da mutlu olurdu, heyecanlanırdı Hasan… Ama şimdi, adını bile duyunca öfkeleniyor! Nefretini gizlemek ister gibi sahte bir gülüş kazandırıveriyor kendine… Sahte ama inandırıcı bir gülüş…) Biliyorsun işler… Gelemedi o(diyiveriyor bir anda kendinin bile inanamadığı ses tonuyla)
H.Hanım: Neyse… Başka sefere artık gel bakalım… Bende seni anıyordum, kahvaltı için mücver yapmıştım…
H: Oh… Hünkâr Sultan kendinizi doyurmayı iyi biliyorsunuz maşallah! …
H.Hanım: Nankör… Sana da Zeynep kızım yapıyor ya işte!
H: (Olmuyor… Olamıyor… Unutmak, en azından uzaklaşmak için gelmemiş miydi Hasan buraya? Şimdi annesi daha fazla hatırlatıyor ona bunu… Diyemiyor ki dilinin ucuna kadar gelen ‘Ayrıldık’ kelimesini… ‘Ayrıldık biz anne…’ ‘Bitti o iş…’ diyemiyor… ) Evet, o var Allah’tan…
H.Hanım: (Oğlunun gelmesinin sevincine dalmış Hünkâr Hanım, durgunluğunu fark edemiyor) Ara istersen vardım diye…
H: Yok… Yani hasta vardır şimdi. Öğle tatilinde ararım
H.Hanım: Haklısın, benim ki de laf… Herkes benim gibi mi değil mi ama? (diye bir kahkaha patlatıveriyor oracıkta…)
***
Öğle Yemeği
M: Ne yani kadın şu an son 3 yılıyla ilgili hiçbir şey hatırlamıyor mu?
Z: Hem de hiçbir şey!
M: Vay canına bu korkunç bir durum olmalı!
Z: Düşünsene bir gün uyanıyorsun ve sen 2006’dayız sanıyorken yıl 2009… Sen duvarları çürümüş bir evde 2 kız arkadaşınla kokmuş eşyaların arasında yaşadığını sanırken, aslında çok zengin bir adamla evlisin! Çarpık dişli, kilolu saçları kabarık bir kadın olarak baktığını düşünürken aynadaki yansımanın aslında bununla taban tabana zıt bir görüntü olduğunu görüyorsun! Korkunçta laf mı? Felaket! (der kocaman açmış gözlerini Murat’a dikmiş vaziyette)
M: Haklısın galiba…
Zey: Selam
Z: Selam
M: …
Zey: …
Z: Hey sorun ne?
M-Zey: …
Z: Hemen ikinizden biri bana burada neler olduğunu anlatsın
M: Hiçbir şey olduğu yok! Sadece savunduğum şeylerin öyle olmadığını gördüm
“Z: Kaan
K: Zeynep…
Z: Ne işin var burada?
K: Sevgilimi görmeye gelemez miyim?
Z: Kaan…
(Murat görür, duyar ve gider)
Biz sevgili değiliz… Sen, beni aniden öptün! Ben… Hem ben… Seni değil Hasan’ı seviyorum…”
Zey: Ne gördün ha neyin farkına vardın da bu sitem!
M: Bunu sevgilinle konuşmayı daha uygun bulursun herhalde afiyet olsun Zenan…
Z: A-
(Bir sinir kalkar Murat tam o sırada bugünlük aralarında bulunan Gamze gelir)
G: Afiyet olsun oturabilir miyim?
Zey: Gel otur ben kalkıyorum…
G: ? Peki…
En son peLin tarafından Salı Nis. 07, 2009 6:30 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
E: Çok güzel… L: Hayatım E: Efendim L: Bitiremedin hala ama E: Çok güzel L: Bende yiyeceğim E: Aşkım bunu bana aldık! L: E ben 2 taneyi bitirdim sen hala… E: Tamam al bakalım L: (Levent vişneli kısımdan bir kez alır) E öpmeyecek misin? E: Gel (Vişneli dudaklarına Levent’in; ıslak, küçük ama bir o kadar yakıcı bir öpücük kondurur Ela…) Oldu mu sevgilim? L: Evet sevgilim… (Kumsala uzanırlar) E: Seni seviyorum Levent… Ben bu adamı seviyorum (Yanağını okşar Levent’in…)
L: Seni seviyorum Ela’m… Ben bu kadını seviyorum (Leventte küçük, yakıcı ve ıslak bir öpücük verir sevdiği kadına, saçlarını okşayarak…)
***
Z: Serra Hanım?
S: Gelin Doktor Hanım…
Z: E bir anı var mı hatırlayabildiğiniz?
S: Hayır! Hayır, hiçbir şey hatırlayamıyorum…
Z: Peki… Eşiniz, sizinle görüşmek istiyor
S: Ben… Ben yapamam… Onu tanımıyorum!
Z: Ama-
S: Olmaz Zenan Hanım! Yapamam… O bana bir yabancı!
Sa: Ama Serra… Beni hatırlayabilirsin…(Kapıdan başını uzatır Serra’yı görmüyordur)
S: Ben seni tanımıyorum… Lütfen, özür dilerim ama olmuyor! Eminim birbirimizi severek evlendik ama ben… Hatırlamıyorum
Z: Sarp Bey… Dışarıda bekleyebilir misiniz?
Sa: Peki… Ben, dışarıdayım…
Z: Bence… Ona bir şans vermelisiniz…
S: Yapamıyorum, deniyorum olmuyor!
Z: Serra Hanım bakın… Siz, yaklaşık 1 haftadır hastanemizdeymişsiniz… Ve yaklaşık 2 ay daha buradasınız… Sizi her gün izleyeceğim… Kontrol edeceğim ama zaten hiçbir şey kalmayınca buradan ayrılacaksınız ve…
S: Ve onun yanına gitmek zorundayım çünkü artık bir ailem yok! Anne mi yeni kaybettim babamı görmedim bile! Arkadaşlarım hiçbiri yok! Değil mi?
Z: Ben
S: Siz… Beni anlayamazsınız…
Z: Peki… Ben dışarıya çıkıyorum… Bir şey olursa
S: Haber veririm
(Zenan çıkar kız ağlamaya başlar o sırada içeri başka bir adam girer)
S: Haber vereceğimi söylemiştim yalnız kalmak istiyorum
A: Beni görünce sevineceğine eminim
S: Siz kimsiniz?
A: Beni de tanımadığını söyleme yemem
S: Saygılı olun ben sizi gerçekten tanımıyorum
A: Serra… Gerçekten mi? Yani hiçbir şey hatırlamıyor musun?
S: Hem de hiç…
A: Ben Alp… Sarp’ın kardeşi! Senin… (Alp cümleyi daha fazla getirememiştir. Şimdi söyleyemem diye düşünmüştür)
S: Ben onu hatırlamıyorum
A: Ne yani Sarp’ı da mı? Serra en son ne hatırlıyorsun?
S: Ben annemin cenazesinin ardından, helva koymak için tabak alacaktım. Sandalyeye çıktım ve düştüm. Kafamı çok ağır çarpmıştım. Uyandığımda buradayım ve bana yılın 2009 olduğu ve aslında annemin ölümünden 3 yıl geçtiği söyleniyor. Sen olsan ne yapardın?
A: Bak ben seni anlıyorum. O olay, sana söylendiği gibi tam 3 yıl önceydi Serra… 16 Mayıs 2006’daydı… Ama şimdi 7 Temmuz 2009’dayız. Evet, annen öleli 3 yıl var ve sen o düşmeden sonra sadece kolunu kırdın. 2 sene önce Sarpla evlendin ve…
S: Ve…
A: Boş ver
S: Hayır söyle. Çünkü hiçbirini hatırlamıyorum! Sarp’ı kocamı (!)
A: O aslında
S: O aslında?
A: Neyse ben gidiyim sonra uğrarım
S: Peki(Alp çıkar…) Of ne oldu bu 3 senede böyle!
***
Gece 02.42
L: Aşkım
E: …
L: Elacım uyan birtanem
E: Biraz daha
L: Hadi sevgilim bak yola çıkacağız
E: Tamam sen in ben geliyorum
L: Aşkım evde değiliz hadi aç gözlerini
E: Tamam kalktım(Küçük bir çocuk edasıyla, gözlerinin ovuşturarak doğruldu yatakta Ela…)
L: Yüzünü yıka gidelim
E: Peki…
(Yola çıkarlar 1 Saat Sonra)
L: Ela…
E: …
L: Ela… Hadi kalk sevgilim
E: Of bir saatte bir neden kalkıyorsak
L: Benzinlikteyiz tuvalete gidersin diye düşünmüştüm
E: Ben arabada bekliyorum gitmeyeceğim sen git
L: Peki arabadan ayrılma
E: 100 m koşularına katılacaktım bende zaten. Tamam, hadi git. Uyuyacağım ben!
L: Aman buna da bir şey söylenmiyor
(Levent benzinlikte tuvalete gitmiştir. Çıktığında arabalarının Ela’dan taraftaki cama şiddetle birinin vurduğunu görür… Koşarak yanlarına gider)
83.Bölüm Sonu
En son peLin tarafından Salı Nis. 07, 2009 6:32 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi